top of page
Yazarın fotoğrafıazizcan fırat

2020'ler ve 2030'lar Devrimi

Güncelleme tarihi: 30 Eyl

Evet kimse böyle bir devrim dalgasından bahsetmiyor olabilir ama bundan önceki yazımın yazılmasının bir nedeni vardı sanayi devrimi evet 1840'lar devriminin doğmasını sağlayan bir kısım zanaatkâr işsiz bırakan ve fabrika dumanı altında 13-15 saat çalıştırılan insanların olmasını sağlayan bir devrim kralları o zaman yerinden etmese de gelecekte yerinden edilmesini sağlayan bir devrim siyasi olarak temsili demokrasilerin yayılmasını ve günümüzdekilerine benzemesini sağlayan bir devrim, bu günkü burjuva kültürünün doğmasını sağlayan bir devrim anlayacağımız 1840'lar sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürü değiştirdiyse 20'ler ve 30'larda değiştirecek aklınıza şu soru gelebilir peki 1840'larda sanayi ise 20'ler ve 30'larda ne hemen cevaplıyım "otonom" devrim evet tıpkı sanayi devrimi 1840'larda Avrupa'da bir ateş yaktıysa 20'ler ve 30'larda devrim ateşini yakacak ama bu sefer dünya devrimi görecez. Başta dünyadaki sorunlardan ve değişimlerden bahsedecez ondan sonra devrimin ayak sesleri örneklerle anlatacaz. O zaman başlayalım.


Paranın Geleceği ve Dolar Sorunu


Bretton Woods anlaşması ile diğer paraların değerlerinin belirlenmesi dolar ile yapılmasını sağladı. 1971'e kadar altın karşılığı basılan dolar bu tarihten sonra altın karşılığı basılması durmuş ve altınla ilişkisi 1974'te tamamen kesilmiş. 1974'ten sonra bu anlaşmaya taraf olan 16 ülkenin parası ile dolar değeri belirlenmiş ve 1981'de 5 ülkeye düşürülmüş(Amerikan doları, Japon yeni, Batı Alman markı, İngiliz sterlini ve Fransız frangı') daha tarihine inmeyeceğim gözünüzde doların dünya parası oluşunda bir taslak oluşmasını istedim. ABD istediği kadar para basıyor ve diğer ülkelerden ürün alıyor sizce adil mi biri sınırsız para basıyor ve istediğini alıyor. ABD faizi yükselterek diğer ülkelerin para birimlerinin düşmesine ve yatırımların ABD yönelmesini sağladı. Bu durum ülkelerin borçlarının artmasına neden oldu ve ülkelerin sıcak paraya ihtiyaç olmasına neden oldu. Diğer ülkelerin doların dünya parası değil ABD parası olduğunu yeniden anlamalarını sağladı.

Şimdi şu soruyu soracaksınız peki biz neden dolar kullanıyoruz niye değiştirmedik şuana kadar açıklayalım onu da hemen dünyadaki en istikrarlı parası olması ve ABD'nin açık bir ekonomi olmasından dolardaki çoğu olayı anlıya biliyoruz ve dünyanın en güçlü, istikrarlı ülkesi olduğu için dolar rezerv paradır. Bu açıklamayı yapmamın nedeni Çin'in parasının neden rezerv para olmayacağıdır. Çin'in parası olan yuan öngörülemez ve açık bir para değildir. Çin parayı çok sıkı bir şekilde elinde tutar ve baskıcıdır. Çin kendisi bile dolar alır bu yüzden diğer paralara göre en güvenli limandır. Yani Çin'in parası geleceğin parası değil bu iddialar yanlıştır.

Geleceğin parası nedir? onu da cevaplayalım BM öncülüğünde yeni bir dijital para olacağını herkesin her şeyi görebileceği ve geleceğini tahmin edebileceği dolar gibi sadece bir ülkeye bağlı değil dünyanın bütün ülkelere bağlı daha meşru bir para biriminin olacağıdır.

Avantajları;

  • Uluslararası Ticaret; uluslararası ticaret için para dönüştürümünüze gerek yok daha hızlı daha güvenilir bir para olacak ve dönüştürürken masraflarınızdan kaçınacaksınız.

  • Daha Hızlı; bankalar gibi hafta sonu ödeme yaptırmayan 7/24 işlem yapmanızı sağlamayan araçlardan kurtulacaksınız

  • Dijital ticaret için artık banka hesabına ihtiyacınız olmayacak

  • Eğer düzenli vergi ödeyen insanlara bir kısmını geri iade yapan bir ülkede yaşıyorsanız daha kolay olacaktır.

elbette dezavantajları da var manipüleye açık olabilir ama gerekli sistemler ile sağlam bir para ortaya çıkabilir. Ama bu süreç büyük ihtimalle 5-15 yılı alacak bir süreç olacaktır.


Peki doların dünyada doların sorgulandığına dair örnekler verelim bu haberler yeni olsada bir kaçından bahsedelim

  • Şanghay Petrol ve Doğal Gaz Borsası 28 Mart'ta Çin Ulusal Açık Deniz Petrol Şirketinin (CNOOC), uluslararası ticarette ilk kez yuan kullanarak Fransız Total Energies şirketi ile sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ticareti gerçekleştirdiğini açıkladı. Bu ticaretin BAE'den ithal edilen yaklaşık 65 bin ton LNG'yi içerdiği aktarıldı.

  • Riyad, Çin Devlet Başkanı'nın çağrısına hemen yanıt vermedi ancak bundan yaklaşık bir ay sonra Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan, ülkesinin "ABD doları dışındaki diğer para birimleriyle de ticaret yapabilmek amacıyla görüşmelere açık olduğunu" duyurdu.

  • Latin Amerika'nın en büyük ekonomisi Brezilya'nın Çin ile yıllık yaklaşık 150 milyar dolar tutarındaki ticaretinde yuan ile işlem yapma kararı ABD'de parasal bir deprem etkisi oluşturdu.

  • ABD, Çin, Japonya ve Almanya'dan sonra dünyanın beşinci; Asya'nın ise üçüncü büyük ekonomisine sahip "Güneydoğu Asya Uluslar Birliği" de (ASEAN) ticari işlemlerde dolara bağımlılığı azaltmanın yollarını arıyor ve kendi aralarında ulusal para birimlerini kullanmak istiyor,

Endonezya, Malezya, Tayland, Filipinler ve Singapur'un yanı sıra Brunei, Vietnam,Laos, Kamboçya ve Myanmar olmak üzere toplam 10 kurucu üyesi bulunan ASEAN'ınMaliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları, bu bağlamda, finansal işlemlerde dolar, avro, yen ve sterline bağımlılığın azaltılması ve anlaşmalarda yerel para birimlerine geçişi görüşmek üzere 28 Mart'ta Endonezya'da bir araya geldi.

ASEAN Briefing sitesindeki habere göre, Kasım 2022'de Endonezya, Malezya, Singapur, Filipinler ve Tayland arasında ticaretin ulusal para birimleriyle yapılması konusunda anlaşmaya varmıştı.

Öte yandan Tayvan, Singapur, Hong Kong ve Güney Kore ekonomilerini kapsayan Asya Kaplanları 'nın da kendi aralarındaki ticarette yerel para birimlerine yönelmesi, küresel ticarette dolar üzerindeki baskıyı artırıyor.

Bana sorarsanız dünyanın 8 milyarlık nüfusta 331,9 milyonlu bir devletin parasının kullanılması meşru değildir.



Banka'nın Geleceği(Yatarım tafsiyesi değildir)



Bankaların tamamen yok olacağını iddia etmek çok zordur ama teknoloji ile çoğu bankanın ayak uyduramayıp batabilme ihtimali daha çoktur. Aslında bankalar değişimlerini bazı örneklerle çok net görebiliyoruz gelin bazılarını inceleyelim dediğim gibi bazı değişimleri gösterip devrimi sonra anlatacağız.


FinTech: FinTech, genellikle geleneksel bankacılık ve finansal hizmetlerin yerine geçmeyi amaçlayan, dijital ve yenilikçi finansal hizmetlerin geliştirilmesi ve sunulması sürecini ifade eder.

FinTech, günümüzde birçok alanda kullanılmaktadır. Örneğin, dijital ödeme sistemleri, kripto para birimleri, crowdfunding, online kredi platformları, yatırım uygulamaları gibi finansal hizmetlerin sunulması gibi alanlarda FinTech çözümleri yaygın olarak kullanılmaktadır.

FinTech'in avantajları arasında düşük maliyetler, hızlı işlemler, kullanım kolaylığı ve daha fazla erişilebilirlik yer almaktadır. Bunun yanı sıra, FinTech çözümleri, finansal hizmetlere erişim konusunda kısıtlamaları olan insanlara, özellikle de düşük gelirli ve finansal açıdan güçsüz kesimlere hizmet sunma konusunda da faydalı olabilir.

Ancak FinTech'in bazı dezavantajları da vardır. Örneğin, siber güvenlik riskleri, finansal regülasyon eksikliği ve müşteri verilerinin güvenliği gibi konular, FinTech şirketleri için ciddi sorunlar teşkil edebilir. Bu nedenle, FinTech şirketleri, yasal düzenlemelere uyum sağlama ve güvenliği artırma gibi konulara özel önem vermeleri gerekmektedir. Bu sorunlar teknolojinin gelişmesi ile blcokchain 'de yaygınlaşması ile sorunların çözülebileceğini söyleyebiliriz.


TransferWise(yatırım tavsiyesi değildir) : TransferWise, dijital para transferi hizmeti sunan bir FinTech şirketidir. Şirket, müşterilerinin yurtdışına para göndermelerine olanak tanır ve müşterilerine diğer bankalar veya para transferi şirketlerine kıyasla daha düşük ücretlerle hizmet sunar.


TransferWise, para transferlerini gerçek kur oranları üzerinden gerçekleştirir ve herhangi bir gizli ücret veya komisyon almadan müşterilerine hizmet sunar. Şirketin iş modeli, müşterilerinin para transferleri için yüksek ücretler ödemelerine neden olan bankaların döviz kuru farklılıklarından kar etme stratejisine karşı bir alternatif sunar.


TransferWise, 2011 yılında Estonya'da kurulmuştur ve merkezi Londra'dadır. Şirket, dünya genelinde 70'ten fazla ülkede faaliyet göstermektedir ve müşterilerine 40'tan fazla para birimi üzerinden hizmet sunar.


Çok, çok büyük bilançoları olan ama neredeyse hiçbir markası, fiziksel varlığı olmayan bankalar olacak - para sağlayan büyük petrol tankerleri gibi.

Monzo'nun kurucu ortağı ve CEO'su Tom Blomfield


Gençler isteği: Daha genç müşteriler artık diğer sektörler gibi bankaların da dijital olarak yönlendirilmesini ve anında, paranın karşılığını iyi bir şekilde ve bir akıllı telefondan hizmet sunabilmelerini talep ediyor.


UBS'nin grup CEO'su Sergio P Ermotti, "Müşteri beklentileri artmaya devam edecek" diyor. "Genç nesiller, tercihen daha düşük bir maliyetle yeni ürünler, daha iyi hizmetler ve daha hızlı teslimat bekleyecek."


İnsanlar artık şunun farkında zaman çok önemli daha pratik daha hızlı olsun istiyorlar bu yüzden teknoloji çok önemlidir.



Yardımcı asistan: sizin isteğinize göre, size göre en uygun hizmetleri sunacaklardır. Tabi bu asistanlar yapay zeka olacaktır. 7/24 hizmet veren bir sistem sunacaktır.


Güvenlik; banklar paralarını geri ödemeyecek insanları yapay zekanın analizleri sayesinde daha güvenli olacaklardır. Banklar blcokchain gelişmesi ile hem kişisel güvenliği koruyacaklardır.


Daha açık: yeni nesil kullanıcılar siber güvenliğe yönelik olarak birçok bankanın daha fazla şeffaflık ve bağlılık görmeyi bekleyecektir. Şeffaf olan banklar daha çok ilgi görecektir.


Örnekler; Credit Suisse gibi bir banka açık bir sistem olsaydı çoğu insan sorun yaşamayacaktı yani böyle banklar yatırım yapılmaz ve insanlar sorun yaşamazdı. Böyle kara para aklayan banklar olmazdı eğer açık bir sistem olsaydı.




Lityum Pili mi Sodyum Pili mi ?


Lityum hem fiyat olarak pahalı ve kaynağı kısıtlı ama sodyum hem ucuz hemde kaynağı bol bir element sodyum pillerine yönelimin sebebi gelecekte daha avantajlı konuma ulaşacağı değil siyaside şuan lityum piyasasında en güçlü ülke Çin bu yüzden ABD bunu kırmak için sodyum pillerine yöneldi ama Çin önde gözüküyor nedeni ise şu haber "CATL(Contemporary Amperex Technology) bu hafta başında ticari kullanıma hazır olan ilk jenerasyon sodyum-ion pillerini duyurdu." tatbikide bizim anlatacağımız yarış değil sodyum pilleri lityum pillerinin yerini alacak mı sorusunu cevaplamaktır.


Sodyum Pillerinin Avantajları


  • Yeni fabrikalar kurmaya gerek yok lityum pili fabrikaları hızlı bir şekilde sodyum pillerini üretmek için değiştirilebilir.

  • Dediğimiz gibi lityum daha pahalıdır ve lityum pilini ara malları sodyum piline göre daha maliyetlidir.

  • Kaynaklar açısından, yeryüzündeki sodyum kaynaklarının miktarı lityumun 400 katından fazladır. Ayrıca, dünyadaki sodyum kaynaklarının dağılımı nispeten eşittir. Ancak, dünyadaki lityum kaynaklarının %80’inden fazlası Latin Amerika ve Avustralya’dadır.

  • Batarya güvenliği ve enerji yoğunluğu, batarya performansının temel unsurlarıdır. Sodyum-iyon batarya da bu unsurlar için birebirdir. Bir sodyum iyon pilin enerji yoğunluğu 100 – 160 Wh/kg’dır. Lityum iyon batarya enerji yoğunluğu açısından sodyumdan daha iyidir. Şu anda bir lityum pilin enerji yoğunluğu 120 – 200 Wh/kg. Ancak diğer faktörler düşünüldüğünde bu durum görmezden gelinebilir. Sonuçta Sodyum piller Akü gücünü sağlayacak düzeyde. Öte yandan, Sodyum-iyon pilin iç direnci lityum pilinkinden daha yüksektir. Kısa devre durumunda daha az ani ısı oluşumuna sahiptir. Ayrıca lityum bataryaya göre daha düşük sıcaklık artışına ve daha yüksek termal kaçak sıcaklığına sahiptir. Bu nedenle, sodyumun güvenliği daha yüksektir.

  • Sodyum-iyon pilin %80’inin şarj süresi yaklaşık 15 dakikadır. Bu, bir lityum pil için ortalama şarj süresinden çok daha hızlıdır. Bir lityum pili şarj etmek 30 dakika ila 45 dakika sürer.

  • Lityum pilleri çıkarma aşmasında o kadar da çevreci değildir.


Sodyum Pillerinin Dezavantajları

  • Teknoloji henüz emekleme aşamasında olduğu için bu segmentte çok az şirket faaliyet gösteriyor ve bu da pil maliyetlerinin artmasına neden oluyor.

  • Sodyum-iyon pil yapma teknolojisi, geliştirmenin ilk aşamalarındadır.

  • Sodyum-iyon bazlı piller, prizmatik, silindirik vb. çeşitli şekillere dönüştürülemedikleri için esneklik sınırlamaları vardır.

  • Bunlar, lityum bazlı pillere kıyasla daha az yoğundur ve daha az depolama kapasitesine sahiptir.

  • Mevcut sodyum-iyon piller, 5.000 kat döngü ömrüne sahiptir ve bu, ticari lityum demir fosfat pillerin 8.000-10.000 kat olan döngü ömründen önemli ölçüde daha düşüktür.

Şu anda, lityum piller, birçok farklı uygulamada kullanılmaktadır, örneğin taşınabilir elektronik cihazlarda, elektrikli araçlarda ve yenilenebilir enerji sistemlerinde. Sodyum piller ise henüz yaygın olarak kullanılmamaktadır ancak araştırmalar devam etmektedir.


Sodyum pillerin lityum pillerle rekabet edebilecek seviyeye gelmesi için daha fazla araştırma ve geliştirme çalışması gerekmektedir. Bu süreç, sodyum pillerin geliştirilmesi için kullanılan malzemelerin ve teknolojilerin geliştirilmesini ve maliyetlerin düşürülmesini gerektirir. Avusturalya'da lityum pilinden 4 kat daha fazla yer depolayabilen sodyum pili geliştirildi bana sorarsanız sodyum piller 2025-2027 yılları arasında yaygınlaşacaktır.


Temsili Demokrasinin Sonu mu ?


Artık temsili demokrasilerin yozlaştığını dünyadaki çoğu insan farkında insanların isteklerine cevap veremiyor. Siyasi partileri bölgesel yerlerinde elit zeki insanlar değil ayak işi yapan, boyun eğen insanları partiler yükselttiği için partinin liderine sağdık oluyor ve kendini halktan çok parti liderine karşı sorumlu görüyorlar. Partilerin yapısı bozulmuş ya da hep böylelerdi ama demokrasiyi oluşturmak için 20. yüzyılda partilere ihtiyacımız vardı. Artık 21. yüzyıldayız teknolojinin gelişmesi ve ilerlemesi ile birlikte dijital sistemler ile çok hızlı oy verip daha hızlı cevap alabiliriz. Dünya geneline ve Türkiye'ye baktığımızda( sol olsun sağ olsun aynı) parti ile bürokrasi ayrımını yapmak çok zor bu sadece genele değil yerler bölgelerde de çok anlayacağınız artık partiler bize yük oluşturuyor ve liyakat kavramını yok ediyorlar seçimlerde seçmenler ile parti listesine oy veriyorlar yani partiye o veriyorlar parti listesi de seçmenlerin arasında bir bağ ve sorumluluğun oluşmamasına neden oluyor. Parti listesinde ki insanlar lidere bağımlı oluyor. nedeni onları parti lideri o listeye koydukları için seçildiler yoksa seçilemezlerdi anlayacağımız onlar parti liderine sorumlu halka değil.

peki alternatif var mı elbette var hemen sıralayalım;


  • Meclis üyelerini parti listesi şeklinde seçmeyeceğiz bunu örnek üzerinden anlatacam; A şehrinde farklı 4 secim bölgeleri var oradaki insanlar içinden bir kişi secimden önce aday olabilmek için 100 bin imza toplamalı( bu sayı misal olarak verilmiştir o bölgedeki insan sayısına göre ayarlanabilir.) ondan sonra seçime katılmalı bu şekilde çok insanın katılmasına engel oluruz o bölgeden 5 aday çıkacaksa en çok oyları alan 5 aday çıkacaktır. Bu sayede insanlar kime oy verdiğini bilecek ve meclis üyeleri halka karşı daha sorumlu olacaktır. Meclise girdiği zaman kendi berili bir partiye katılabilecek isterse bağımsız olarak devam edecek şimdi şu soruyu sorabilirsiniz parti ya o bölgede bir adayı açıktan destek vererek oy almasını sağlarsa evet bu sorun üzerine de açıktan destek vermek yasak olacaktır. Doğal olarak partilerin şehirlerde gençlik kolları, kadın kolları yani parti faaliyetleri olamayacaktır( olacaksa da çok sınırlı olacaktır ben olmaması yönündeyim) . Böyle parti faaliyetlerin kısıtlanması sayesinde partilere devasa paralar verilmeyecek size yine örnek üzerinden açıklayayım partilerin gemileri var etkinlik düzenlemek için bunları sizin ödediğiniz vergilerle alıyorlar belki siz o etkinliğe hiç katılmayacaksınız ama sizin verginizle kendi parti insanlarını gezdirecekler( bu her partide var) anlayacağınız daha az vergi ödeminizi sağlayacağız.


bu görüşe şöyle eleştirel çıkacaktır biz bazılarına cevap vereceğiz elbette her teoride olduğu gibi bu teorinin dezavantajları vardır.


  1. Seçim zamanlarında çok para gidecektir; elbette çok para gidecektir ama 5 yılda bir yapılan bu seçim parti faaliyetlerin azaltılması sayesinde her yıl partilere giden onca paranın yanında hiçbir şeydir.

  2. Parti faaliyetleri azalacağı için siyasetçi sayısı azalacaktır; bu eleştiri şunu da kapsar siyasetçi eğitilmeyecektir. ilk olarak siyasetçiler azalacak ama halka sorumlu meclis üyeleri geleceği için halkın temsili şuan ki sistemlere göre daha sağlam olacaktır. İki siyasetçiler siyasete girmeden önce bir siyasi kimlik öğretilecektir. Zaten şuan mecliste neye imza atıklarını bilmeyen insanlar var.


Bu seçim sisteminin en büyük dezavantajı bölgesel çatışmaları artırabileceğidir. Ülkelerde genel olarak sağ-sol çatışmasını azaltsa da bölgesel çatışmaları artırabilir.


  • Doğrudan demokrasi, bir hükümet veya siyasi sistem şeklidir. Bu sistemde, vatandaşlar doğrudan politik kararları almak için oy kullanır ve hükümet politikalarıyla ilgili kararları doğrudan belirler. Doğrudan demokrasi, geleneksel olarak küçük topluluklar ve yerel düzeyde kullanılan bir sistemdir. Ancak, modern iletişim teknolojilerinin ilerlemesiyle birlikte, bazı ülkelerde doğrudan demokratik süreçlerin daha büyük ölçekte uygulanması da mümkün hale gelmiştir. Direk doğrudan demokrasi bir karar alınacaksa teknoloji sayesinde herkes hızlıca oy kullanabilecektir. Siyasi partileri tamamen yok edecektir onlara giden bütçe yine cebimizde kalsa da bu sistem bir çok eleştiri vardır. Yararları yine benzerdir partilere boşa para gitmez, daha meşru bir yönetimdir ama insanlar profesyonel siyasetçi olmadıkları için doğru karalar alamayabilirler ama zaten sizin de gördüğünüz gibi çoğu siyaset bile okumamış. Ama profesyonel siyasetçiler olsalar daha iyi olabilir. Gelecekte insanların daha bilgili olacağı iddaa edenler var bu iddaa doğru ise olabilir( Lakin ben doğru olacağına inanmıyorum genellikle kanı tersine hata).


Aşağıda bazı deliller göreceksiniz ama Türkiye hakkında bilgi koymayacağım iç siyasete girmek istemiyorum


Güney Amerika



Peru'da halkın %88 siyasilerin yozlaştığını düşünüyor bu oran toplam Güney, Kuzey, Orta Amerika'da ve Karabiber'de %63 bu oran Kanada'da %20 bunlar size 3. ülkeler gibi görüne bilir şunu hatırlatmakta fayda var ki 2004'ten bu yana %10 düşmüş Arjantin, Bolivya, Guatemala ve Peru da dahil olmak üzere Batı Yarımküre'deki büyük demokrasilerin yarısından fazlasında eski başkanlar hapsedildi veya soruşturma altında 2021 Amerika Barometresi, bölgedeki insanlara seçilmiş temsilcilerin olduğu bir siyasi sistemi mi yoksa seçimler olmaksızın asgari yaşam standardını garanti eden bir siyasi sistemi mi tercih edeceklerini sorduğunda, %54 ikincisini seçti. Amerika'da bu son derece antidemokratik eyleme verilen destek önemli ölçüde artarak %30'a ulaştı. Bu, 2010'da görülen iki kattan fazla seviye.



Kanada gibi ülkeler aslında çok başaralı oldukları için değil ABD gibi müttefiklerinin olduğu için başarılıdır. Benim için Batı Avrupa değildir ABD 'nin ta kendisidir. Bu gün Avrupa'yı Marshall yardımları ile ABD inşaa etmiş ve Avrupa bir istikrar oluşturmadığı için ABD'ye gidip Avrupa'yı korumak için şuan varlığını sürdüren NATO'nun kurulmasını sağlamışlardır. Unutmayın AB ticari bir örgüttür( yani bende biliyorum çok geniş ama her şey ekonomi ile başlar.) ve ticaret için güvenliğe ihtiyaç vardır ve AB güvende olmasını sağlayan ABD'dir, Avrupa kaderini ABD'ye borçludur. Peki niye Güney Amerika ile başladım şunu diyeceksinizdir Güney Amerika'da zaten yolsuzluklar darbelerle dolu doğru ama Güney Amerika'da 422,5 milyon insan yaşıyor ve geneli Portekizce ve İspanyolca konuşuyor bir olay oldu mu hepsi hemen hemen anlıyor haber çabuk yayılıyor ve eskiden demokratikleşmeyle başarıya ulaşacağına inan bir Güney Amerika yok soru şu olacak hiç tam bir demokrasiye ulaşmadılar ki diyeceksiniz insanlar artık oraya ulaşamayacağına inanıyorlar. bu durumun temsili demokrasi siyasetçilerin böyle gideceğini sansa da bir gün insanlar paralarını arayacak sorun zaten bu onlar hakkını aramadığı için bir yozlaşmış sistem var işte yukarıda anlattığım iki şey doğuyor. Yok olan bir temsili demokrasi daha çok yapay zekanın denetiminde açık verilerle görünen bir saydam demokrasi çözüm bu yoksa şuan demokrasiye ulaşmak isteyenler Avrupa gibi bi sürü çalkantılı süreçlerden geçecekler ve kimse bunu istemiyor zaten niye istesin ki teknoloji hızlandırıyor hayatı ve daha da doğrulaştırıyor. Zaten Avrupa bile şuan yozlaşan bir kurum olduğunun farkına varmaya başladı kanıtlarını aşağıda gösterecem ve o da reform yapıyor .


(ince yazılar bu kaynaktan alıntıdır; https://theconversation.com/support-for-democracy-is-waning-across-the-americas-174992#:~:text=People%20are%20losing%20faith%20in,support%20for%20democracy%20in%202021.)



ABD


Bunlar, 6 Ekim'den 8 Ekim'e kadar 3.000'den fazla kayıtlı seçmen arasında gerçekleştirdiğimiz ve yüzde 40'ı "Amerikan demokrasisine olan inancımı kaybettim" diyen bir anketin kesin bulgularıydı. Yüzde altı, sisteme hiçbir zaman inanmadıklarını gösteriyor. Genel olarak, ancak yarısından fazlası - sadece yüzde 52 - "Amerikan demokrasisine inancım var" diyor.

( İnce yazılar bu kaynaktan alıntıdır; https://www.washingtonpost.com/opinions/americans-are-losing-faith-in-democracy--and-in-each-other/2016/10/14/b35234ea-90c6-11e6-9c52-0b10449e33c4_story.html)



Anketimizde, yalnızca yüzde 31'inin "çoğu insana güvenilebilir" dediğini, yüzde 67'sinin ise "insanlarla ilişkilerde çok dikkatli olmanız gerektiğini" söylediğini bulduk. Daha da önemlisi, diğerlerine karşı en ihtiyatlı olanlar en genç seçmenler: 18 ila 24 yaş arasındaki seçmenlerin yüzde yetmiş dokuzu, 65 yaş ve üstü seçmenlerin yarısından fazlası (yüzde 52) ile karşılaştırıldığında, insanların diğerlerine karşı dikkatli olması gerektiğini söylüyor.

( İnce yazılar bu kaynaktan alıntıdır; https://www.washingtonpost.com/opinions/americans-are-losing-faith-in-democracy--and-in-each-other/2016/10/14/b35234ea-90c6-11e6-9c52-0b10449e33c4_story.html)


Seçmenlerin büyük bir yüzde 80'i, Amerika Birleşik Devletleri'nin bugün her zamankinden daha fazla bölünmüş olduğunu söylüyor ve bunların çoğu, bu bölünmelerin gelecekte de devam edeceğini düşünüyor.

( İnce yazılar bu kaynaktan alıntıdır; https://www.washingtonpost.com/opinions/americans-are-losing-faith-in-democracy--and-in-each-other/2016/10/14/b35234ea-90c6-11e6-9c52-0b10449e33c4_story.html)


Anket, halkın yüzde 61′inin Trump’ın başkanlığı istememesi gerektiğini düşündüğünü, buna karşın yüzde 30′un olması gerektiğine inandığını ortaya koydu. Ve %70′i, Biden’ın ikinci bir dönem için aday olmaması gerektiğini söylüyor ve yalnızca %19′luk bir adaylığı destekliyor.

( İnce yazılar bu kaynaktan alıntıdır; https://www.cnbc.com/2022/12/09/majority-of-americans-dont-want-biden-or-trump-to-run-again-in-2024-cnbc-survey-shows.html)


Temsili demokrasiye inançların ABD azaldığını görüyorsunuz insanlar aslında demokrasiden çok temsilcilere kızgın ve kapitalizmin insana getirdiği yabancılaşmanın artığını görüyoruz insanlar arasındaki güven azalmış. Güney Amerika'daki sonuca benzemese de tam olarak

ikisinde kaynağı aynı temsilciler yani temsili demokrasi.

Dünya Geneli


Dünya nüfusunun üçte biri, yani 2,5 milyar insan, artık küresel otokratlaşma eğiliminin parçası olan ülkelerde yaşıyor.

( İnce yazılar bu kaynaktan alınmıştır; https://carnegieeurope.eu/2018/07/24/nature-of-democratic-backsliding-in-europe-pub-76868)


Avrupa, son on yılda rejim sınıflandırmasında altı değişiklik gördü. Macaristan, Litvanya, Polonya ve Slovakya liberal demokrasi statülerini kaybettiler ve aşağı doğru seçim demokrasilerine dönüştüler.

( İnce yazılar bu kaynaktan alınmıştır; https://carnegieeurope.eu/2018/07/24/nature-of-democratic-backsliding-in-europe-pub-76868)


Görgü tanıkları, aramaların AP'nin İtalyan milletvekili Andrea Cozzolino ile Belçikalı milletvekili Marc Tarabella'nın ofislerinde yapıldığını söyledi.

Belçika Federal Savcılığı Sözcüsü Eric Van Duyse de Brüksel'deki parlamento binasının 15'inci katında bulunan ofislerde çok sayıda polisin arama yaptığını doğruladı.( İnce yazılar bu kaynaktan alıntıdır; https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ap-baglantili-yolsuzluk-sorusturmasinda-iki-milletvekilinin-ofisi-arandi/2915771)


Avrupa Parlamentosu'nun (AP) her sene yaptırdığı 2023 Bahar Eurobarometer anketinin sonuçlarına göre, halkın yüzde 61'i ülkelerinde genel durumun kötüye gittiği görüşünde.

Lüksemburg, İrlanda, Estonya ve Danimarka dışında kalan 23 ülkede çoğunluk işlerin yanlış yönde gittiğini değerlendiriyor. Bu görüş, özellikle yüzde 75 ile Slovakya, yüzde 74 ile Yunanistan ve yüzde 73 ile Fransa'da yaygın. AB'nin değerlerini savunması gerektiğini düşünüyorlar ( https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ab-vatandaslarinin-coguna-gore-ulkelerinde-isler-kotuye-gidiyor/2915603)


Yozlaşan kurumlar sadece Güney Amerika değil dünyanın her yerinde Avrupa yine diğer ülkelere göre az olsada Avrupa'da da var. Anlayacağınız temsili demokrasilerin gelecekte kalkacaktır.


Ailenin Geleceği


Aile yapısı ve dinamikleri zaman içinde değişebilir ve farklı toplumların ve bireylerin tercihlerine bağlı olarak çeşitlilik gösterebilir. Günümüzde, geleneksel çekirdek aile modeli dışında farklı aile yapıları ve ilişki modelleri daha yaygın hale gelmiştir. Aileler, toplumun ve kültürün değişen ihtiyaçlarına uyum sağlayarak farklı roller üstlenebilir.


Örneğin, kadınların iş gücüne daha fazla katılımı ve toplumsal cinsiyet eşitliği hareketleri, erkeklerin evde daha fazla sorumluluk alması veya eşit paylaşımlı ilişkilerin artması gibi faktörler, geleneksel cinsiyet rollerinin değişmesine yol açmıştır. Evlilikte ve ilişkilerde, ortak karar alma ve eşitlik daha önemli hale gelmiştir. Aynı şekilde, çocuk sahibi olma tercihleri de değişebilir ve bazı çiftler çocuksuz bir yaşamı tercih edebilir veya üreme teknolojileri ile çocuk sahibi olma seçeneğine sahip olabilir.


Birleşik Krallık 'ta tek ebeveynli ailelerin sayısının artması, boşanma oranlarındaki artış ve toplumun değişen değerleriyle ilişkilendirilebilir. Bireyler, tek başlarına çocuk büyütmeyi tercih edebilir veya yeni ortaklarla birlikte yeniden oluşturulmuş aileler kurabilirler. Bu da farklı aile dinamiklerine ve yapılarına yol açabilir.


Aile gerileyen bir kurumdur ama şuan refah devletlerinin gerilemesi çocuğun bakımını tekrardan aileye daha çok ekonomik sorumluluk yüklemiştir. Büyük şehirlerde yaşamanın zorlukları ile aileler çocuk yapmakta artık isteksizdir. Peki neden eskiden aileler çocuk yapardı ? elbette soy devamlılığı, toplumsal nedenler, kültür bakısı, biyolojik olarak üreme isteği nedenleri vardır ama en büyük nedenlerden biri sanayi devriminde çocuk işçiliği evet fazla çalışan çocuk fazla para demekti ya da tarla da, ya da çobanlık yapması gibi nedenlerle yapılıyordu yani çocuk para olarak görülüyordu aileyi işte en büyük yıpratan konulardan biri buydu bu çocuklar sonunda ne için yapıldıklarını eninde sonunda anlıyorlardı yani kapitalizm ve insanın aç gözlülüğü aileye büyük bir darbe vurdu. Peki şimdi neden yapılmıyor diyebilirsiniz en başta saydığımız gibi ekonomik nedenler ve otonom ve yapay zeka sayesinde işçi çocuklara gerek yok bir de işçi çocukların günümüzde yasak olması(tatbiki de resmiyete) ve ahlaki görülmemesi( Avrupa toplumu ve bazı diğer ülkelerdeki aydın görüşlüler) aslında baktığımız gibi kapitalizm insanı köleleştirmiştir ve Marx 'sın yabancılaşma teorisinin doğruluğuna işarettir insan artık ailesine de yabancılaşmıştır ve yakın zamanda kendine de yabancılaşacaktır. Peki bireylerin yani çocukların etkisi yok mudur ? elbette vardır. Çocukların radikal değişimler istemesi gibi nedenler insanın doğasına aykırı istekler olabiliyor ve doğal olarak aile ile ters düşülüyor ya da arkadaş ortamlarına çok güveniliyor ve arkadaşlarından dolayı aileden uzaklaşıyor şunu bilmiyorlar ki aile ne kadar yozlaşsa da arkadaşlardan daha iyi bir kurumdur.


Dikkatinizi çekerim biz İslami aile değerlerini hedefe almıyoruz biz kapitalist aile değerlerini hedefe alıyoruz. İslam'da çocuğu dinin yayılması, iyi bir insan bırakmak gibi ahlaki değerler yükler maalesef bizim ülkedeki İslami aile yapısı değil kapitalist aile yapısıdır( Kapitalist aile yapısı Protestan kökenlidir.)


Dünya'da Muhafazakarlık ve Solculuk


Küreselleşme insanlığı öyle bir noktaya getirmiştir ki muhafazakârlık ve solculuk dediğimiz kavaramlar aslında dünyada hemen hemen aynı söylemleri olmuştur baktığımız zaman muhafazakârlık Protestan İngiltere'sinin muhafazakarlığıdır sol ise Avrupa solu kaynaklıdır. Yani anlayacağımız pekte milli değildir. Ülkemizde muhafazakâr( sol kesimde de var) kesimde şunu görebilirseniz bir İngiliz Protestan gibi size çok çalışarak azla yetinmenizi ister, sizin yemek paranızı gibi paranızı ödemek istemeyebilir bunun hiçbir şekilde İslami değerlerle ilgisi yoktur bu İngiliz Protestanlarının görüşüdür. İslami bir görüş değildir ülkeyi Çin modeli diye işçinin üzerine binmenin hiç bir şekilde İslam'la alakası yoktur hemen kanıtlayalım ;


“İşçi kardeşleriniz sizin işlerinizi yapan kimselerdir. Allah onları ellerinizin altına verdi; dileseydi sizi onların eli altına sokabilirdi. Öyleyse, yanınızda işçi çalıştırıyorsanız, yediğinizden onlara da yedirin, giydiğinden giydirin. Onlara güçlerini aşan bir iş teklif etmeyin; eğer zor bir işi yapmalarını isterseniz, siz de onlara yardım edin!” (Müslim, İmân, 38, 40).


“Artık ölçüyü, tartıyı tam yapın, insanların haklarını ve ücretlerini eksiltmeyin, halka haksızlık etmeyin!” (A'râf, 7/85);


Bir hoca kadar bilgim olmadığı için bu konulara çok girmeyecem ama empati yapmayı, yeteneğinizden onlara yedirin, giydirin ve onlara zor işlerde yardım etmenizi istemesi onu bir kapitalistin koyduğu köle sahip ilişkisi değil bir mümin kardeş ilişkisi oluşturduğunu görebilirsiniz.


Gelgelim muhafazakar bir partinin genç bir millet vekili kadın Türkiye'de eşcinseller zorbalık görmüyor( Her birey kendi tercihi de dedi) Türkiye muhafazakar demokrat bir ülke dedi işte Protestan muhafazakârlığıdır bu her birey istediğini yapabilir yani başka kişiye zarar vermedikçe, İslamcılık değildir. Bu Protestanlığın muhafazakârlığıdır. Burada Türkiye demokratik değerler taşır ama Türkiye bu yüzden eşcinsellere iyi davranmak zorunda değil zaten insanın fıtratında uygun değil.( salyangozlarda mesela cinsiyet yoktur.)


Türkiye'deki sol peki diyeceksiniz giydiği kıyafetler ve lgbtyi savunmaları ve biz Türkçüyüz demeleri sizce de Türkler mi konuşuyor yoksa Avrupa solu mu ? evet Türkler değil Avrupa solu konuşuyor. Şunu bilelim ki kalkıp amerikan saçı yapıp, amerikan kıyafetleri giyip, Avrupa'nın solunun yazılarını alıp papağan gibi Türkiye yayıp ben Türkçüyüm diyenler genellikle Emperyalistlerin rahipleridir.


Türkiye'deki sağ ve solun milli olmaması, kendi fikirlerinin olmaması Türkiye'yi zayıf bir devlet konumuna düşürür bu da toplumun milli değerlerinin gerilmesi ve sonunda Türkçülüğün yok olmasına neden olabilecek bir olayladır. Türkler büyük olmak istiyorlarsa kendi ideolojilerini oluşturmalıdır elbette dışardan fikirlerden etkilenecek ama en önemlisi özün Türk aklı olması gerektiğidir. Bu dediklerimiz ciddi görülmeyebilir ama şunu unutmayın Roma İmparatorluğu tarihin gördüğü en büyük imparatorluğudur ama Romalılar tarihten silinmiştir evet diyebilirsiniz Kutsal Roma İmparatorluğu ya da günümüzün İtalya'sını bunlar Roma değil mi o zaman size bir görev açın Roma tarihini okuyun dünün barbarlarını sindirmeye çalışan Roma sonunda barbarlar tarafından sindirilir.


Not: yukarıda emperyalist lafını kullandım emperyalizm sadece bir ülkenin kaynaklarını sömürmek değil o ülkeyi fikir misyonerliğini yapmakta emperyalizmdir. Mesela araştırmalarımızın çoğunun kaynağının yabancı olduğunu fark etmişsinizdir o zaman devlet araştırma merkezleri kurarak araştırma yazıları üretse de bizde onları kullansak iyi olur ama maalesef Batının araştırmalarını uzun süre kullanmak zorunda kalacağız gibi gözüküyor.



Yapay Zeka ve Geleceği



Chatgbt gibi yapay zekalar hukuk davlarında kaynak araştırmalarında, makalelerde, çoğu işlerde insanlara yardımcı olarak çalışabilecek bir yapay zeka. Resim çizebilen robotlar yani sizin söylediklerinizi çizen yapay zekalar sesinizi bire bir taklit edebilen yapay zekalar insanın gerçeklik algısını zorlayabiliyor mesela siz yazıyorsunuz o resme çeviriyor burada sanatçının yeri mi değişiyor evet sanatçının yeri değişiyor düşünün birde kimseye sormadan kendi çizdiğini o zaman bir ressam yapay zeka ile başa çıkabilir mi ?, başta yapay zeka hukukçulara davada maddeler ve yorumlar için yardımcı olarak girecek sonra belki hukukçu o olacak gibi örnekler verebiliriz ama şunu unutmayalım ki büyük ihtimale uzun bir süre hukukçulara ve doktorlara yardımcı olarak kalacaktır. Daha somut örneklere geçelim


Evet Elon Musk 'ın Optimus projesini tanıtı kendi kendine düşünerek öğrenen yani insanların onu yönlendirmesine ihtiyaç duymuyor. Musk, prototip tasarımını üretime girecek olana "oldukça yakın" olarak nitelendirdi. 2022 Eylül aynında sergilenmişti hatırlarsanız. 2025-2027 arasında halka açık olacağı söyleniyor. Musk etkinlikte "Bir arabadan çok daha ucuza mal olması bekleniyor" dedi. Ayrıca etkinlik sırasında "üç ila beş yıl içinde muhtemelen bir Optimus alabileceğinizi" belirtti.

Elinde altı aktüatör ve 11 serbestlik derecesi veya hareket ekseni bulunur; bu, gerçek bir insan elinin sahip olduğunun yarısından daha azdır, ama eşyaları kavramasına engel değildir ve 20 kilo olan bir çantayı taşıyabilir. Bazı görüşlerde robotun gerçek olayları laboratuvardaki gibi anlayıp kavraya bilecek mi ? gibi sorunların oluşacağını söylen uzmanlar olsada Musk elektrikli arabaları normal arabalara dönüştürmüş biri olarak bunu da deneyerek yanılarak pes etmeden başaracağına inanıyorum. Sorunlardan bir tanesi ise insanlara nasıl etkileşime geçecek mecburen normal dil kullanımını anlaması lazım bakalım Tesla bunu başarabilecek mi ? bunu elbette zaman gösterecek

Şahsen ben Musk bunların üstesinden geleceğine inanıyorum fakat maliyet ne olacak bu konu hakkında sayın SRI International'ın Robotik Laboratuvarı'nın geçici direktörü Alexander Kernbaum( ince olanlar onun fikridir.) fikrini alacağız;

Ucuz bir robot tasarlamak istiyorsanız, ilk günden başlar," dedi. "Ve ilk gün, mevcut en pahalı aktüatör tiplerinden ikisini kullandılar: Harmonic Drive ve makaralı vida." Hareketi kontrol etmek için kullanılan Harmonik Tahrik aktüatörleri, torku artıran mekanik dişliler iken makaralı vidalar, dönme ve doğrusal hareket arasında geçiş yapabilen aktüatörlerdir.


Kernbaum, "Her insansı robotun içinde bu pahalı aktüatörlerden yaklaşık 28 ila 32 tane bulunur" dedi. "Maliyet cephesinde gerçek bir sorun."



Tesla umarım 5 ve 7 yıl içeresinde maliyet açsından ucuz olmasada bu özellikleri karşılayan bir orta maliyetli bir robot yapabilir. Şahsen başta pahalı olacaktır ama zamanla teknolojinin daha ilerlemesi ile maliyeti düşecektir.


Şimdi gelelim bu robot neyi değiştirecek mavi yakalı işçilerin başta işlerini elinden almayabilir çünkü bir deneme yanılma süreci olacaktır ama eninde sonunda yerinden alacaklardır. soru burada mavi yakalı işçilere ne olacak elbette ortadan yok olmayacak bu insanlar ne kadar teknoloji yeni işler ortaya çıkaracaksa da bu yeni işleri yapacak kişileri ABD ve diğer Batı toplumları oluşturabilecek bilgi birikimine sahipler ama onların bile endişelileri var. Gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkeleri katmıyorum bile Batı toplumu bu konuda insani temel gelirden bahsediyorlar bu sayede insanlara aylık veriyorlar. Devlet belirli bir para verecek Kaliforniya(Eyalet), İngiltere ve Almanya gibi devletlerde şuan küçük küçük deneniyor muhtemelen insani temel gelir gelecekte devlete yeni bir yük getirecektir. Yani devlet artık halkına refah şartları sunmakla kalmıyor ona bakıyor olacaktır. Tabi Türkiye ve benzeri ülkeler hayla refah şanslarını bile sunmuyor. Yeni devlet modeli insanların hayata bakışını değiştirecek ya da insanları evlerinde sürekli yiyip elektronik eşyalara bakan bir tembel uyuşuk bir insana mı çevirecek bence ikincisi yaygın olabilir. Elbette bu süreçler bir anda oluşmayacak 20 yıl içinde devletin rolü görevi inanılmaz değişecektir.


12.07.2023 tarihi yani bu gün okuduğum bir haberde( kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/dunya/yaklasik-900-milyon-ciftci-icin-sicaklik-stresi-alarmi/2943458)

Uluslararası Çalışma Örgütü'nden (ILO) alınan verilere göre, sıcaklık stresi nedeniyle dünyada iş verimliliği kaybının 1995'teki yüzde 1,4 seviyesinden 2030'da yüzde 2,2'ye çıkacağı öngörülüyor. Bu oran, aşırı sıcaklık kaynaklı iş gücü kaybının 35 yılda yüzde 57 artacağı anlamına geliyor. Anlayacağınız sıcaklar insanların evden çıkmasına bile engel olabilir her türlü robotlara mecburuz.


Ya dijital gözlükler

Apple Vision pro bir devrim başlattığını düşünüyorum peki neden kumandasız yönetiyorsunuz diğer rakiplerine karşı bunu gözünüzle yönetiyorsunuz. Gözünüzün nereye baktığını anlıyor ve oraya yoğunlaşıyor. Parmak ve sesli emirlerde verebiliyorsunuz. Dış dünyayı diğer rakiplerine göre daha iyi görebiliyorsunuz ve gözlük dış dünyaya sizin gözlerini göstererek aslında oluşturarak yani sizin gözleriniz değil ama onlarla göz kontağı kurmanız sağlıyor. üç boyutlu fotoğraf ve video çekebiliyor. Görüntü kalitesi çok iyi diğer gözlüklerde görüntü kalitesi kötü olduğundan başınızı ağrıtır ama Apple bunu büyük oranla çözdü. Bazı ücretler ödeyerek numaralı gözlüğü olanların numarasına göre ayarlanabiliyor. Gözlükle sinema izleyebilir ekranını küçültüp büyültebilirsiniz gözlüğün ortama özel görünüm oluşturması size iyi bir sinema deneyimi oluşturabilir. Seyahat ederken de sinema deneyimi sunabilir. Konsol kolu ille oyun oynabilirsiniz. Evinizi dev bir çalışma ofisine bile dönüştürebilirsiniz. Sunum hazırlama face time görüşmeleri ile 3 boyutlu yapabilirsiniz karşıya da sizin( kendisi oluşturuyor) avtarınızı gösteriyor. Laptopınızın ekranını büyültebilirsiniz. Bütün Apple ürünleriler ile etkileşim kurabiliyor. Lidar teknolojisi ile derinlik algısı var. Gördüğümüz gibi sinema, oyun, çalışma bunları diğer gözlüklerden daha iyi çözünürlükle yapması onu büyük ölçekte fark oluşturmasını sağlıyor kafanızda aslında bir bilgisayar taşıyorsunuz: Lakin şunu diyeceksiniz 3500 dolar gözlüğün fiyatı Türkiye'ye de fiyatı ikiye katlanır daha fazlada olabilir. Apple teknolojinin gelişmesi sayesinde fiyatı düşürmesi büyük bir vizyonu yönetecek ve gelecekte herkesin dışarda kullandığı görebilme ihtimalimiz olacak belki telefonlardan bile daha fazla kullanacağız Apple yine teknolojide bir vizyon yönetecek.


NPU Çipi Nedir ve NPU Kişisel Bilgisiyarların Önünü Açacak mı

Elbete çipler konusunda uzman değilim ama ABD çeşitli teknoloji şirketleri bu alana yatırımları artırmaya başlıyınca araştıralım dedik ve büyük kapıları aralayan bir teknoloji ile karşılaştık peki NPU nedir ?


NPU çipleri, sinir ağları (neural networks) için optimize edilmiş özel amaçlı işlemcilerdir. Sinir ağları, makine öğrenimi (machine learning) ve yapay zeka (artificial intelligence) uygulamalarında yaygın olarak kullanılan bir tür algoritmadır. NPU çipleri, sinir ağlarının gerektirdiği yoğun hesaplamaları gerçekleştirmek için tasarlanmıştır.


  • Makine öğrenimi ve yapay zeka: NPU çipleri, makine öğrenimi ve yapay zeka uygulamalarında kullanılan sinir ağlarını çalıştırmak için kullanılır. Bu uygulamalar arasında görüntü tanıma, doğal dil işleme, konuşma tanıma ve robotik yer almaktadır.

  • Görüntü işleme: NPU çipleri, görüntü işleme uygulamalarında kullanılan sinir ağlarını çalıştırmak için kullanılır. Bu uygulamalar arasında görüntü tanıma, fotoğraf düzenleme ve video işleme yer almaktadır.

  • Ses işleme: NPU çipleri, ses işleme uygulamalarında kullanılan sinir ağlarını çalıştırmak için kullanılır. Bu uygulamalar arasında ses tanıma, konuşma tanıma ve müzik işleme yer almaktadır.

  • Daha gelişmiş görüntü tanıma: NPU'lar, görüntü tanıma uygulamalarında daha iyi performans sağlayabilir. Bu, kişisel bilgisayarların fotoğrafları düzenlemesine, videoları analiz etmesine ve çevresini daha iyi anlamasına yardımcı olabilir.

  • Daha doğal dil işleme: NPU'lar, doğal dil işleme uygulamalarında daha iyi performans sağlayabilir. Bu, kişisel bilgisayarların kullanıcıların talimatlarını daha iyi anlamasına ve daha doğal bir şekilde iletişim kurmasına yardımcı olabilir.

  • Daha gelişmiş robotik: NPU'lar, robotik uygulamalarında daha iyi performans sağlayabilir. Bu, kişisel bilgisayarların daha karmaşık görevleri yerine getirmesine ve daha güvenli bir şekilde hareket etmesine yardımcı olabilir.



NPU'ları maliyetleri yüksek olması sebebiyle ve daha geliştirilmesi gerektiği için şuan o rate de değil maalesef peki kullanıldığı alanlardan bir örnek verelim

NPU bazı yüksek sekmentli telefonlarada diğer telefonlara göre daha çok kullanılmaktadır bu da fotoğraflarını daha kaliteli oluşmasını sağlamaktadır. NPU yatırım yapan ülkeler ve şirketler robotlara, ses teknolojilerine( robotların ses kullanması ve ya ses taklitleri), kişisel bilgisiyarlar da kullanılacak olması daha güzel birşey veri güvenliği sağlanacak, sorduğunuzn sorular için daha baz geçikmeli cevaplar verecek ,size kod yazma da yardım edebilecek, aklınızda kallan ismini bilmediğiniz o şeyi size sunabilecek peki bunu nasıl yapacak chat gbt gibi bilgisiyarlarınızda yardımcı oalacak ama size özel belki oynadığınız oyunlarda Türkçe dil seceneği olmadığı zaman aracı bir program olmadan size direk çevirecek evet NPU çiplerine sahip olan ülkler ve onu geliştiren ülkler(ya da şirketler) geleceği çok önemli bir konumda olacaktır.


Uluslar Çökecek mi?

Temsili demokrsinin kötü yanlarından bashetim şimdi ise size daha derin bazı olaylardan bashedeçeğim toplumların her zaman görmek istmediği bazı olaylar vardır. Örneğin ABD çocuk ticareti yapan Jeffrey Epstein kendisinden fazla bashetmiyeçeğim ama ABD çoğu ünlü ve siyasetçiye ilişkisi olan biri coğumuzun midesinin ve ahlaknı kaldırmayacağı şeyler yaptılar onları burda anlatmıyacağım ama bizim ülkedeki insanlar bunlar nasıl insalaar işte yabancı ülkler böyle diyorlar ama bizim de bir Epsteinmız var kim o biliyor musunuz Adnan Oktar devletimiz düğümeye basıp kendilerini tutuklasalarda bu adam kimler el tuttu hangi ünlülerle ilişkileri vardı o genç yaştaki kızların başına bunlar gelirken kimler onlarla el tutuyordu hangi politikaçılar ve ünlülerle el eleydi birkaç isim verildi geçiştirildi aslın orda hayatlar soldu gitti. Biz evlerimiz otururken bazıları bu kötü yola zorla bulaştırıldılar ya da kandırıldılar ama biz untuk ya da dikkat etmedik çünkü bizim başımıza gelmedi çoğu kişide espiri bile yaptı böyle bir olay karşısında. Kendsinin eminiyet ile ilişkileri yaklandığında bisürü politikaçı ve ünlünün olduğu söylendi ama biz çok ünlü ya da siyasetçi duymadık çünkü olayın genişlemesi siyasi partilere ve ünlülerin medyasına zara veriyor diye üstü örtüldü ya da irdelenmedi. DYP(Doğru yol bir şahısın) Ankara'daki lobisinden sorumlu olduğu ortaya çıkmıştı hazır DYP demişken Tansu Çiller denilen şahısdan bashetmesek olmaz İsrail'e gidip bizik büyük projeyi tanıyoruz demişti. Aynı şekilde Adnan Okatar İsrail'deki dostlarımı seviyorum çünkü onlar gerçek dindarlar demişti. Peki Epstein ile ortak özeliği ne galiba Yahudi kökenli olması Dünya'da sapıklık, pedofili, Porno sketörleri gelince akla ilk gelen Yahudiler olmalıdır çünkü önemli siyasetçiler ve ünlüleri bu ağa çekerler. Biz devam edelim bu sefer AKP'den bir isim verelim Yaşar Akış, ile Yakış'ın örgüt yöneticilerinden biri olarak gösterilen Ayşegül Hüma Babuna ile CFR toplantısında yapacağı konuşmayla ilgili e-posta ile iletişime geçtiği ifade ediliyor. Yakış ile bu yazışmayı yapan Babuna'nın hem Fatma Ceyda Ertüzün hem Ayfer Gökmenli hem de Aylin Atmaca ile birlikte lobi faaliyeti yürüttüğü, özellikle siyasi ve bürokratik camia ile yakın temasta bulundukları, kendilerine yapılacak herhangi bir operasyona karşı ön almaya çalıştığı gibi bilgiler de mütalaada kendine yer bulmuştu. Eminyette o kadar kolları uzunduki silah rushatı kolayça alıp silahlı bir ekip bile kurabiliyorlardı. Adnan Oktar 2012'ye kadar Mason karşıtı bir ideoloji izlerken biran tavrını değiştirdi ve masonlara katılmaya calıştı A9 TV Mason olduğunu duyursa da Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası bunu reddeti(Kim bilir belkide kabul ettiler). Kendsinin Seyyid soyundan geldiğini söylemiş ve Müslümanlar için peygamber, Yahudiler için ise Kral Davud'un da soyundan geldiğini söylemiştir(Yahudilere göz mü kırpıyor acaba). Kendileri evrimi inkar etsede anlatığı yaralıtılış Hiristaynlıkla daha uyumlu ve bunları(iddalarını detaylı anlatmayacam) yazıp ABD'ye gönderdi. Gelgelim Adnan Oktar'ın bazı yazılarında hatta bazı yazıları ona itaf edilirken onun yazmamış olduğu yazılarda kafanızı karıştırmayım direk ismini verim Mustafa Akyol, Hüriyet Dail News yazılar yazmış Kürt sorunu ve Modern İslam hakkında yazıları olan birisi insanlara İslam diye Hiristiyanlığı sunan adam diyorum kendisne Ayasofya'nın Camiye çevirilmesi bile zoruna gitmişti bir işin içine gelince ben İslamcıyım diyor cahilik bu adamı birde önemli yerlere çıkartıyolar örneğin TEDx her neyse biz devam edelim Oktar, 1991 yılı Temmuz ayında Çeşme'de İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Ahlak Masası ekipleri tarafından gözaltına alındı. Gözaltının nedeni, bir babanın kızının zorla alıkonularak müritlerden biriyle evlenmeye zorlandığı şikayeti üzerine başlatılan soruşturmaydı. Ancak çift kendi rızalarıyla evlendiklerini açıkladı, soruşturma takipsizlikle sonuçlandı.Gözaltında Oktar'ın İstanbul'daki evinde yapılan aramada birkaç gram uyuşturucu madde bulundu ve bu nedenle Oktar hakkında 5 yıl hapis cezası istendi. Cerrahpaşa Psikiyatri bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Adnan Ziyalar, Oktar'ın kokain kullandığını belirten bir rapor hazırladı. Ancak bu raporun ardından Oktar'ın müritleri, Ziyalar'ın kendilerinden rüşvet istediği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Ziyalar gözaltına alındı, yargılandı ve suçlamalardan beraat etti. Ziyalar, Oktar grubu tarafından kendisine komplo kurulduğunu öne sürdü. Gördüğümüz gibi her yer de adamı olan bir şahıstır. Adnan Oktar'ın kurduğu bilim araştırma amacı olan BAV olarak adlandırılan operasyonunun gece yarısı gerçekleştirilmesi ile ilgili eleştiriler üzerine dönemin İçişleri Bakanı Saadettin Tantan, "Her şey kurallara göre yapılmıştır. Olay yargıya intikal etmek üzeredir. Onun için bu aşamada bir açıklama yapmayacağım. Şu kadarını söyleyeyim, Adnan Hoca'nın yakalanması Apo'nun yakalanması kadar önemli. Bu adam, Apo kadar tehlikeli birisi." açıklamasını yapmıştır. Kendisi çok tehlikeli bir adamdı

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun'da kediçikler ile görüştüğü biliniyor. sağdan sola tüm herkesle görüşmüş beyfendi. Kendisinden ayrılan bir topluluk olan Kızıl İmamcılar ise ülkeye İrancıl bir yönetim yapısı getirmeye calışıyordu ki devlet el attı. Gördüğümüz gibi tutmadığı el kalmamış kim bilir bizim bilmediğimiz kimler var ama açıklanmadı mı yoksa belgler yok edildi mi bence birinci daha muhtemel. ( Bu yazı yayımlandığı tarihten bu yana 6 ay gibi bir süre de yazılmıştır.)


Comments


bottom of page